Mavi Bayrak plaj, marina ve yatlara verilen uluslararası bir çevre ödülüdür. Uluslararası Çevre Eğitim Vakfı (FEE) koordinatörlüğünde plajlar ve marinalarda denizin evsel nitelikli atıksular tarafından kirliliğinin önlenmesi amacıyla yürütülen Mavi Bayrak Kampanyasına ülkemiz 1994 yılından bu yana katılmaktadır.
Mavi Bayrak ödülü, bir yıl süreliğine verilmekte olup, Mavi Bayrak Programı yüzme suyu alanlarında sürdürülebilir kalkınmayı desteklemektedir. Aynı zamanda yüzme suyu kalitesi, çevre yönetimi, çevre eğitimi ve can güvenliği konularında yüksek standartlara ulaşmak için yerel yönetimlere ve plaj işletmelerine sorumluluklar vermektedir. Günümüzde Mavi Bayrak yerel, bölgesel ve ulusal düzeyde turizm ve çevre sektörlerini bir araya getiren önemli bir eko-etiket haline gelmiştir.
Mavi Bayrak uygulamasında plajlar için 33, marinalar için 25 ve yatlar için 23 kriter bulunmaktadır. Bu kriterler kapsamında yüzme suyu alanlarından su kalitesinin kontrolü amacı ile 15 günde bir yüzme suyu sezonu süresince numuneler alınmakta, mikrobiyolojik düzeyde analizler yapılmaktadır. Bu analizler sonucunda elde edilen su kalitesi verileri Yüzme Suyu Kalitesi Yönetmeliği ve Avrupa Birliği Yüzme Suyu Direktifi kapsamında değerlendirilmekte ve yüzme suyu alanlarının kalite sınıflandırılması yapılmaktadır.
Mavi Bayrak uygulamasında plajlar için en önemli kriterler şunlardır;
Deniz Suyu Kalitesi
- Yüzme suyu kalitesinin Yüzme Suyu Kalitesi Yönetmeliği ve Avrupa Birliği Yüzme Suyu Direktifine göre mükemmel kalitede olması,
- Plaj ve çevresinde oluşan atıksuların Ulusal Mevzuata uygun şekilde bertaraf edilmesi.
Çevre Eğitimi ve Bilgilendirme
- En az 5 çevre eğitim ve bilinçlendirme etkinliğinin yapılması,
- Yöredeki kıyı alanları ekosistemi ve hassas-doğal alanlar hakkında bilgilendirme yapılması,
- Çevre davranış kuralları, harita, deniz suyu analiz sonuçları ve çevre bilinçlendirme etkinlikleri hakkında bilgiler içeren standart mavi bayrak panosunun bulunması.
Çevre Yönetimi
- Plaj üzerindeki yapıların imar planı ve Kıyı Kanununa uygunluğu ile plaja güvenli erişimin sağlanması,
- Yeterli sayıda atık kutusu ve geri dönüşümlü atıklar için ayrıştırma ünitelerinin bulunması,
- Evcil hayvanların plaja girişlerinin kontrol edilmesi,
- Yosun gibi deniz bitkilerinin görüntü kirliliği oluşturmasının engellenmesi.
Güvenlik ve Hizmetleri
- Plajda yeterli sayıda cankurtaran, ilk yardım ve can kurtarma malzemelerinin bulunması,
- Kirlilik kazaları ve riskleri ile mücadele edebilecek acil durum planının bulunması,
- Farklı kullanımlardan kaynaklanabilecek kazalara karşı önlemlerin alınması,
- Engelliler için tuvalet ve plaja erişim olanaklarının sağlanması.
İnsan sağlığı ve çevreyi korumak üzere yüzme ve rekreasyon amaçlı kullanılan suların kalitesinin belirlenmesi ve bu suların başta mikrobiyolojik olmak üzere her türlü kirleticilere karşı korunarak uluslararası düzeyde önemli bir eko-etiket olan Mavi Bayrak sayısının arttırılması amacıyla 2006 yılında Yüzme Suyu Kalitesi Yönetmeliği yürürlüğe girmiştir.
Söz konusu Yönetmelikte Çevre ve Şehircilik Bakanlığı; yüzme suyu alanlarının kirliliğinin önlenmesinden, Sağlık Bakanlığı ise su kalitesinin izlenmesinden sorumlu kurumlar olarak tanımlanmıştır.
Yüzme suyu alanlarının korunmasına yönelik esaslar aşağıda belirtilmektedir.
- Her türlü atık suyun yüzme suyu alanlarına ve bu alanları besleyen akarsulara deşarj edilmesi yasaktır.
- Her türlü katı atık ve artıkların yüzme suyu alanlarına dökülmesine izin verilmez.
- Atıksu arıtma tesislerinden yapılan deşarjlar yüzme suyu alanlarını olumsuz yönde etkilemeyecek şekilde yapılır. Bu kapsamda, arıtma tesislerinden çıkan atık sular kıyı koruma bandı mesafesi (Akdeniz ve Ege Denizi için 500 m., Marmara ve Karadeniz için 300 m.) dışından deniz ortamına deşarj edilmelidir.
Yüzme suyu alanlarının korunması, kirliliğin önlenmesi ve 2006/7/AT sayılı Yüzme Suyu Direktifine uyum sağlanması amacıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı “Türkiye Kıyılarında Yüzme Suyu Profillerinin Belirlenmesi Projesi” gerçekleştirilmiştir. Proje 2012-2014 yılları arasında TÜBİTAK-MAM tarafından yürütülmüştür.
Proje kapsamında kıyılarımızda bulunan 1112 tescilli plajın yüzme suyu profili çıkarılmıştır. Söz konusu profillerde;
- Yüzme suyu alanlarının genel tanımı
- Plajın konumu ve ulaşım imkanları
- Su kalitesinin sunumu
- Potansiyel kirlilik kaynakları ve baskılar
- Kısa dönem kirlilik kayıtları
- Kirliliğin önlenmesine yönelik tedbir programları
- Plajların kullanım imkanları yer almaktadır.
Ülkemizde yüzme suyu kalitesinin belirlenmesine yönelik olarak yapılan çalışmalarda plajların % 98’inin mükemmel ve iyi kalitede olduğu tespit edilmiştir.
Ülkemizde Yüzme Suyu Kalitesi Yönetmeliği çerçevesinde deniz kirliliğinin önlenmesi konusunda yürütülen çalışmalar ile atıksu arıtım seviyesindeki artış deniz suyu kalitesini büyük ölçüde iyileştirmektedir.
Bu bağlamda, Ülkemizde Mavi Bayrak sayısı istikrarlı bir şekilde artmaktadır. 2017 yılı itibariyle 454 plaj, 22 marina ve 13 yat Mavi Bayrak ödülünü almaya hak kazanmış olup, Ülkemiz Mavi Bayrak sıralamasında Dünyada 3. sırada yer almaktadır. Hedefimiz 2023 yılında Mavi Bayrak sıralamasında Dünya birincisi olmaktır.
Mavi Bayrak ülkemizde 1993 yılında uygulamaya başlatıldı ve 25 yıldan bu yana kesintisiz olarak, Türkiye Çevre Eğitim Vakfı (TÜRÇEV) tarafından uygulanmaktadır. Mavi Bayrak Ödüllü plaj sayısı itibariyle ülkemiz 2017 yılında, 46 ülke arasında üçüncü sırada yer almaktadır.
Mavi Bayrak uygulaması yetkililer ve kamuoyu nezdinde, genellikle bayrak sayısı ile değerlendirilmektedir. Doğru olmakla birlikte aslında plajların niteliği de önemlidir. Bunun için kriterlere uygun olması yeterli olmamaktadır. Başta plaj sorumluları ile plajı kullananlarda çevre bilinci olması çok önemlidir. Mavi Bayrak Programı ile bu konuda da ayrı bir misyon üstlenilmiş ve çevre eğitim etkinlikleri yapılmasına ayrı bir önem verilmiştir. Ama bunun yanında özellikle sezonun yoğun olduğu dönemlerde, deniz suyu ve plajı olumsuz yönde etkileyen kaza, ihmal ve benzeri nedenler ile oluşan kirliliklere ilişkin tedbir alınması konusu ayrı bir önem taşımaktadır.
Mavi Bayrak başvuru aşamasında deniz suyu kalitesi, ilk etapta değerlendirilmektedir. Bu nedenle Sağlık Bakanlığı tarafından sezon süresince on beş gün ara ile yapılmakta olan deniz suyu analiz değerlerine bakılmaktadır. Normalde geriye dönük dört yıllık analiz değerlerine bakılması gerekmektedir. Ancak yeni konulmuş numune noktaları için, değerlendirme yapılabilmesi için, en az yirmi analiz değeri olması ve istenilen limitleri içermesi ön görülmektedir. Söz konusu analizlerde 2013 yılından itibaren; E.Coli ve Intestinal Enterococci parametrelerine bakılmaktadır.
Ülkemizde ve uluslararası alanda Mavi Bayrak iyi tanınmakta ve tatil programı yapanlar tarafından aranmaktadır. Bu bireysel tercihlerin yanında tur operatörlerinin de mavi bayrak ödüllü tesisleri seçmesi, Turizm Sektöründe Mavi Bayrağın önemi kazanmasına neden olmuştur. Aynı zamanda belediyelerin de prestij açısından önem vermeleri Mavi Bayrak Ödülünü sürekli gündemde tutmuştur. Bu işin bir yönü, ama Mavi Bayrağın asıl önemli tarafı kıyılarımızda atık su arıtma tesisi sayısının artmasına neden olması ve daha da önemlisi mevcut arıtmaların iyi çalıştırılmasının takibidir. Çünkü Mavi Bayrak kriterleri kapsamında aday plajın bir arıtma tesisine bağlı olması ve deniz suyu analiz değerlerinin plajda yer alan Mavi Bayrak Bilgilendirme Panosunda güncel olarak ilan edilmesi gerekmektedir. Zaten değerlerin ön görülen limitin üstüne çıkması halinde, Türkiye Çevre Eğitim Vakfı tarafından o yıl bayrak indirilmekte ve takip eden yıl da Mavi Bayrak alınamamaktadır. Bu nedenle arıtmaların iyi çalıştırılması önem kazanmaktadır. Sonucunda uluslararası alanda da, kıyılarımızda deniz suyunun temiz olduğunu belgelemek ayrı bir anlam taşımaktadır.
Ödüle hak kazanan plaj sayısı kadar, plajların niteliği de çok önemlidir. Bu kapsamda Türkiye Çevre Eğitim Vakfı plaj ve marinaları; Antalya, Bodrum ve İzmir’de görevli personeli ile yöresinde ve ayrıca Ankara’dan gönderilen elemanları ile yapmaktadır. Ödüllü plaj ve marinalarımızın tümü sezon süresince en az iki kere denetlenmekte, ihtiyaç halinde daha da çok denetime gidilmektedir. Bazı illerimizde denetimlere Sağlık, Çevre ve Şehircilik, Kültür ve Turizm İl Müdürlüklerinden de uzmanlar katılmaktadır. Şikayet halinde mutlaka yersel inceleme yapılır. Sonucuna göre gerekli işlem yapılarak, şikayet sahibi ve ilgili yetkililere bilgi verilir. Aynı zamanda ödüllü plaj ve marinalar, uluslararası organizasyonun gönderdiği uzman tarafından da haberli veya habersiz denetlenmektedir. Gerek donanım ve gerekse plaj temizliği konusunda tesislere ait olan plajlar daha iyi olmakla birlikte, halk plajlarında özellikle plaj temizliği konusunda çok iyi olduğumuz söylenemez. Bu konuda, kriterlerin verdiği sınırları zorlar boyutta kalmaktayız. Bu durum uluslararası alanda da benzer olmakla beraber bizim özellikle sigara izmariti konusunda biraz daha çok dikkat etmemiz gerekiyor. İşte bu aşamada zorunlu kriter olan çevre eğitim etkinliği konusu önem kazanmaktadır.