Sıfır Atık Yönetimi
Dünya üzerindeki hızlı nüfus artışı ve endüstrileşme, gün geçtikçe büyüyen ve güncelliğini koruyan evsel ve endüstri kökenli katı atık sorununu da beraberinde getirmiştir. Özellikle endüstri kökenli atıkların içerdikleri ağır metal ve zehirli maddelerin, yüzey ve yeraltı suları için oluşturdukları tehlike insan yaşamı ile de yakından ilgilidir. Üretim süreçleri sonucu işletmelerde, her ürün için katı, sıvı veya gaz fazda atıklar oluşmaktadır. Bu atıklar, oluşan çevresel problemlere ilave olarak materyal ve enerji kaybı anlamına da gelmektedir.
Sıfır Atık terimi ilk kez, Kimyager Paul Palmer tarafından 1970’lerin ortasında Amerika Birleşik Devleri California Oakland’de kurulan Sıfır Atık Sistemleri Zero Waste Systems Inc (ZWS) firmasının adında kullanılmıştır. Firma, elektronik endüstrisinde fazlalık olarak ortaya çıkan kimyasalların tekrar kullanılmasını sağlamaya çalışmış, 1970’li yıllar boyunca bedelsiz olarak kabul ettikleri büyük miktarda ve kullanılabilir kimyasalların laboratuvar görevlilerine, bilim adamlarına, firmalara satışını yapmıştır. Firma, o dönemde Kaliforniya’nın en büyük laboratuvar kimyasalları stoğuna sahip olup bu kimyasalları yarı fiyatına satmıştır.
Sıfır atık yönetimi, oluşan atıkların tekrar değerlendirilmesi ve atık oluşum sebeplerinin gözden geçirilerek atığın oluşum esnasında önlenmesini hedefleyen bir atık yönetim felsefesi olarak tanımlanmaktadır.
Uluslararası anlamda Sıfır Atık kavramının güncel tanımı 2004 yılında Sıfır Atık Uluslararası Birliği tarafından ( Zero Waste International Alliance ) yapılmış olup şu şekildedir; “Sıfır Atık; etik kurallara, ekonomik yapıya uygun, randımanlı bir biçimde işleyebilecek ve vizyon sahibi bir maksat ile insanoğlunu sürdürülebilir bir doğal yaşam döngüsüne ve hayat biçimini bu yönde değiştirmeye özendirerek, tüm ıskartaya çıkarılabilen malzemelerin, diğer ürünler için kaynak olarak kullanabilecek biçimde dizayn edilmesine yol göstermektedir. Sıfır Atık kavramı; atıkların ve ürünlerin yapısındaki toksisitesinin azaltılması ve önlenmesi, tüm kaynakların korunması ve muhafaza edilmesi, atıkların yakılması ve gömülmesinin engellenmesi için sistemli bir biçimde ürün ve proseslerin dizaynı ve yönetilmesi şeklinde açıklanabilmektedir. Sıfır Atık Uygulaması ile toprağa, suya ya da havaya olan deşarjlar dünyaya, insana, hayvana ya da bitki yaşamına olan tehditler yok edilebilmektedir.”
Çevre sorunlarını meydana getiren atıkların yönetilmesi gerekliliği dünya üzerinde farklı tür atık yönetim sistemlerinin oluşmasına sebep olmuştur. Atık yönetim sistemleri ortaya çıktıkları yerlerin gereksinimlerini karşılamak için belli aşamalardan geçmiş bu sebeple farklı ölçülerde atık yönetim sistemleri ortaya çıkmıştır.
Bu konudaki temel farklılıkları ortaya çıkaran stratejilerde ana etken; maliyeti, çevresel riskleri, iş sağlığı ve güvenliği riskini en aza indirgeyecek çalışmalar yapılması gerekliliğidir. Yapılan tüm çalışmaların amacı en az maliyette ve hem çevreye hem de görevli olan kişilere en az risk oluşturacak yöntemin seçilmesidir.
Bu konuda temel atık yönetim sistemleri sırası ile şu şekilde ifade edilmiştir;
- Atık Bertaraf Stratejisi; Atığın düzensiz veya düzenli bir biçimde bertarafıdır, enerji kazanımı amaç değil, atığın uzaklaştırılması istenmektedir. Çevre ve halk sağlığı için en büyük riski bu yöntem oluşturmaktadır. Enerji kazanımına göre ilk etapta daha az maliyetli olsa da ileride yaşanılabilecek çevre sorunlarının giderilmesi için harcanacak maliyetin tam olarak hesaplanamadığı bilinmektedir.
- Enerji Kazanım Stratejisi: Atığın tekrar aynı ürün formundaki şekli ile değerlendirilmeyip, bertarafı veya dönüştürülmesi sırasında enerji elde edilmesi olarak ifade edilmektedir. Dünya’daki Kullanılan Enerji/Üretilen Enerji dengesi göz önüne alındığında eneri geri kazanımı en iyi atık bertaraf yöntemi olarak gösterilmektedir. Ancak uygulama süreci esnasında hem yüksek maliyete hem de daha zorlayıcı çevresel ve sağlık risklerine sahiptir.
- Geri Dönüşüm Stratejisi: Atığın oluştuktan sonra ayrı toplanması ve geri dönüşüme gönderilmesi olarak ifade edilmektedir. Ancak bu strateji, hem taşıma hem de geri dönüşüm için harcanacak enerji maliyetlerini içermektedir. Ayrıca ayrı bir toplama ve ayırma sistemi gerektirmesi sebebi ile bu konuda çalışacak personeller için de sağlık riskleri içermektedir.
- Yeniden Kullanım Stratejisi: Oluşan atığın atık olarak değerlendirilmeyip ilk etapta yeniden kullanılmasıdır. Burada atığın kullanım için temizlenmesinin çevresel risk oluşturabileceği düşünülsede bu strateji, atığın atık olarak değerlendirilmesi sürecini uzatmaktadır.
- Atık Azaltım Stratejisi: Bu strateji sıfır atık yönetimi ile benzerlik gösterse de, hedef atığın tamamen ortadan kaldırılması değil azaltılmasıdır. Ancak buradaki süreçte özel üretim ve işletim esnasında atıklar çıkmaya devam etmektedir. Oluşacak atık için yapılacak faaliyetlerde hem çevresel hem de toplum sağlığı için riskler oluşabilmektedir.
- Atık Önlenmesi ve Sıfır Atık Stratejisi: Bu strateji ile atıklar daha oluşmadan önlenmektedir. Üretim veya işletme esnasında kullanılan prosesler buna göre dizayn edilmektedir. Sıfır atık yönetimi, atıkların sıfıra indirgenmesini ve bu şekilde sürdürülebilirliğinin sağlanmasını ifade etmektedir. Bu sisteme göre hedef, çevre kirliliklerinin olabilecek en uygun şekilde kaynağında azaltılması olup daha sonraki süreçte yapılacak yönlendirmeler ile atıkların en aza indirgenmesinin sağlanmasıdır.
Sırası ile atıkların düzensiz bertaraf edilmesi, düzenli bertaraf edilmesi, arıtım teknolojileri, atıktan enerji eldesi, geri dönüşüm ve geri kazanım faaliyetleri sırası ile risk ve maliyetleri yüksek yönetim stratejileri olmakta, ancak yeniden kullanım, atık azaltımı ve atıkların önlenmesini içeren sistemler daha az maliyet ve risk oluşturmaktadır.
Sıfır Atık yönetimi sayesinde büyük miktarda tasarruf, daha üretim esnasında atığın en aza indirgenmesi ile yapılmaktadır. Eğer oluşuyorsa da atığın doğru şekilde geri kazandırılması yine hedefler dâhilindedir. Sıfır Atık Yönetimi ile ilk etapta istenilen, atığın oluşmasının önlenmesi, eğer bu sağlanamıyorsa da atığın kaynağında azaltılmasıdır. Daha sonra atığın yeniden kullanımı, eğer bu da mümkün olmuyorsa önce geri dönüşüm ve sonra enerji geri kazanımı amaçlanır. Uygulanan bu yöntemlerden sonra elimizde kalan atığa ya da bu yöntemleri uygulayamadığımız atığa yapılacak en son işlem bertaraf veya enerji kazanımı gibi yöntemlerdir.
Sıfır atık stratejisi ile biyolojik olarak parçalanabilen ve parçalanamayan atıkların çıkmaması için proseslerin değişimi ve eğer atık çıkıyor ise ayrı değerlendirilmesi hedeflenmektedir. Bu sayede biyolojik olarak parçalanan atıkların oluşturduğu birincil kirlenme ve parçalanmayanların oluşturduğu ikincil kirlenme engellenebilmektedir.
Sıfır Atık Stratejisinin Oluşturulması
Sıfır atık yönetiminde ilk aşama, çevre yönetiminin tam anlamıyla yapılabilmesi için sıfır atık sisteminin kurulacağı organizasyondaki tüm atık bileşenlerinin çıkarılması ve bu atıkların nasıl bertaraf edildiklerinin ortaya konmasıdır.
Temel hedefin atık azaltımı, atık üretiminin önlenmesi, üretilen atığın kalitesinin arttırılması, zararlarının indirgenmesi, geri dönüşümün, yeniden kullanımın ve geri kazanımın özendirilmesi olan iyi bir proses bilgi çalışması yapılması gerekmektedir. Toplam kaynak koruması olarak ifade edilen ürünlerin, hammaddenin ve enerjinin sorumlu ve dikkatli kullanımı, atık azaltmada uygulanacak temel fikir ve eylem olmaktadır.
Sıfır atık yönetimi bünyesinde atık bileşenlerine çeşitli azaltım teknikleri uygulanabilmektedir. Buna göre fiziksel olarak üç fazda oluşabilen atık bileşenleri içinde sıfır atık yönetimi kapsamında azaltılabilecek başlıca atık türü, insanlar ile birebir faaliyetler sonucu çıkan nicel ve nitel gözlemler ile daha rahat kontrol altına alınabilen katı atık bileşenleri ile birlikte esasen tüm atık bileşenlerini içermektedir.
Atıkların azaltılması
Sıfır atıklar konusunda yapılacak çalışmalarda hedefler sırası ile atık azaltımı, atık üretiminin önlenmesi, üretilen atığın kalitesinin arttırılması, zararlarının indirgenmesi, geri dönüşümün, yeniden kullanımın ve geri kazanımın özendirilmesi olarak ifade edilmektedir. Bu kapsamda daha oluşmadan atıkların azaltılması hedeflendiğinden atık azaltım tekniklerinin aktif bir biçimde kullanılması gerekmektedir.
Uygulanabilir ve verimli bir sıfır atık yönetimi için aşağıdaki adımların uygulanması gerekmektedir. Atık azaltım teknikleri şu şekilde sıralanabilmektedir;
- Envanter yönetimi ve kontrolü
- Proses yönetimi ve kontrolü
- Atık oluşturabilecek ürün miktarının azaltılması
- Çevre dostu malzemelerin üretime dahil edilmesi
Bu sıralamada bulunan sistemlerin tamamının ürünlerin oluşumunda daha üretim esnasında uygulanması ile büyük bir israfın önüne geçilebilmekte, hammadde kontrolü ve atık azaltımı sağlanabilmektedir.
Envanter yönetimi: Atık azaltımı amacı ile gerekli olan kaynakların korunması ve iyileştirilmesi için materyallerin verimli kullanılması sağlanmalıdır. Envanter kayıtlarının düzgün tutulması ve satın alım işlemleri neticesinde en verimli kullanılabilecek ürünlerin seçilmesi sağlanmalıdır.. Bu duruma uygun olarak envanter yönetim kontrolünü sağlamak atık azaltımı için büyük bir aşama olacaktır. Envanter stoklarının sistemsiz kullanılması, alınan ürünlerin kullanılmadan atık olmasına, çevre kirliliğine ve daha fazla atık oluşmasına sebep olabilmektedir. Bu nedenle iyi ve sistemli bir envanter yönetim stratejisine sahip olunmalıdır. Envanter yönetimi ile kullanma süresi geçmiş organik veya inorganik hammaddelerin oluşumu engellenmiş olacaktır.
Proses yönetimi: Üretim yapan tesislerde üretim proseslerinin belli bir sistem dahilinde yapılması ve envanter yönetimi ile tek elden sistematik olarak işlemesi atık oluşumunu en aza indirgeyecek uygulamalardır. Proses yönetimi belli aşamaların kontrollü şeklinde yapılmaktadır. Bu aşamalar şu şekilde sıralanarak ifade edilebilir.
- Üretim prosesleri kontrolü ile yanlış üretim sonucu oluşacak atıkların en aza indirilmesi ve kötü üretimin önüne geçilmesi sağlanabilmektedir.
- İşletme prosedürleri kontrolü ile üretim sonrasında çıkan ürünün işletilmesi esnasında kontrolünün sağlanması, ilgili pazarın takibi ile fazla üretiminin önüne geçilmesi, belki hiç kullanılamayacak ürünlerin atık oluşturmaması sağlanabilmektedir.
- Bakım program kontrolü ve bakım programlarının zamanında uygun olarak yapılması ürünlerin müşteriye ulaşmasından sonra ürünün atığa geçiş süresini uzatmak olarak düşünülebilmektedir. Bu şekilde ürünün atığa dönüşüm süresi çok daha uzayacak, yıllık atık bertaraf maliyetlerinde azalma sağlanacaktır.
- Proses ekipman kontrolü ile üretim ve hizmet esnasında kullanılan ekipmanların belirli kalite standartlarında olması, bu materyallerin kullanımları süresince yıpranmalarının önüne geçeceğinden atığa dönüşme süreleri de uzayacaktır.
Proses yönetimi ve envanter yönetiminde bütünleşik uygulanacak atık azaltım teknik metotları, genel olarak üretim ve hizmet esnasında basit ve pahalı olmayan küçük değişiklikleri içermektedir. Bu metotların uygulanması ile daha üretim ve ürün hizmeti sırasında, kullanım öncesinde atıklar azaltılabilmektedir.
Ürün miktarının azaltılması: Üretimin düşürülmesi ile atık oluşumu da azaltılabilmektedir. Bu durum firmanın küçülmesi olarak algılanabildiği gibi gerektiği kadar üretim yapmak şeklinde de ifade edilebilmektedir. Aynı şartlar altında daha az atık çıkaran ve yeterli üretim yapan firmalar büyüdükçe yeterli üretim kapasiteleri de daha kontrollü büyüyor olacaktır. Bu durum atıkların azalmasını sağlayacağı gibi gereksiz israfın da önüne geçilecektir. Firmanın satın alma süreçleri içerisinde talep geldikten sonra arzı ortaya çıkararak ürün üretimini yapması, hammadde yönetimi açısından da büyük önem arz etmektedir.
Çevre dostu malzemelerin üretime dahil edilmesi: Çevre dostu ürünlerin kullanılması atık oluşumunu engellediği gibi çevreci kimlikli firmalardan ürün alınması ile sektörü de destekleyen bir çalışmadır. Bu durum ile birlikte bir ürünün çevre dostu olarak tanımlanmasını belirleyen öğelerin bilinmesi ve sisteme dâhil edilirken gerekliliğinin iyi idrak edilmesi gerekmektedir.
Çevreci tasarıma sahip ürünler, biçim tasarımı olarak, malzeme seçiminde çevreci yaklaşıma sahip ve en az bakım ile en yüksek verim üretecek malzemeleri ifade etmektedir. Bu duruma sahip atıklar için seçilecek bertaraf yöntemi atıkların doğada parçalanabilmesine uygun ve geri dönüşümünde en az maliyet çıkaracak yöntem olmalıdır. Hammadde olarak kullanılacak çevre dostu ürünün tekrar kullanılabilir olarak seçilmesi en iyi bertaraf tekniği olacaktır.
Organizasyondaki tüm atık bileşenlerinin oluşum sıklığı ve miktarları tespit edilmeli ve bu atıkların hangi mevzuata tabi olduğu, nasıl toplanması, taşınması, geçici depolanması gerektiği, maksimum depolama süresi gibi hususlar belirlenmelidir.
Sıfır Atık yönetiminin uygulanabileceği atık bileşenleri çok çeşitli olabileceği gibi esas olarak günlük hayatta karşılaşılan katı atık bileşenleri için bu çalışmalar yapılmaktadır.
Sıfır Atık Yönetimi Uygulamalarının Avantajları
- Firma bütününde verimliliğin artması
- Temiz ortam kaynaklı olarak performansın artması
- İsrafın önüne geçildiğinden maliyetlerin azaltılması
- Çevresel risklerin azalmasının sağlanması
- Çevre koruma bilincinin kurum bünyesinde gelişmesine katkı sağlandığından çalışanların “duyarlı tüketici” duygusuna sahip olmasının sağlanması
- Ulusal ve uluslararası pazarlarda kurumun “Çevreci” sıfatına sahip olmasının sağlanması, bu sayede firma prestijinin arttırılmasıdır.
Sıfır Atık yönetimine sahip olmanın bir kurum üzerindeki faydaları, özellikle bina içi gibi belli lokasyona sahip alanlar için oldukça fazladır. Bu faydalardan bir diğer önemli konu ise belli sertifika sistemleri olan Yeşil Bina ve ISO 14001 gibi marka değeri yükselten belgelerin alınmasını kolaylaştırmasıdır.
Yeşil Bina kavramı yakın zamanlarda ortaya çıkmış ve özellikle Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği ülkelerinde yükselen bir eğilim gösteren ödüllendirme sistemidir. Sertifikalı binalar uluslararası anlamda açıklanmakta, sertifikaya sahip binaların kullanıcıları uluslararası reklam yapmakta, ayrıca binanın değerinin yükselmesi gibi avantajlar elde edilmektedir.
Sıfır Atık Yönetimi, uzun vadede kendini amorti ederek işletmeye kazanç sağlayan ve işletmenin mevcut verimini sürekli arttıran bir yönetim anlayışı olarak değerlendirilebilmektedir. Sıfır Atık yönetimi kapsamında yapılacak çalışmaların ilk yatırım, işletim ve gelecek maliyetlerinin olması doğaldır. Amorti süresinin uzunluğu kurulan işletmenin yapısına ve ilk yatırım maliyetine göre değişebilmektedir. Bu sebepten de ötürü Sıfır Atık yönetiminin dezavantajını maliyetler kısmı oluşturmaktadır.
Sıfır Atık Yönetim çalışmalarında bazı direkt ve indirekt maliyetler olabilmektedir. Verimlilik ve performansın arttırılması, orta ve uzun vadede maliyetlerin düşürülmesine yol açmaktadır. Sıfır Atık uygulamalarının, çalışmaya başlanmasına karar verilmesi itibari ile ek maliyetler getireceği de bilinmelidir. Ancak en kısa vadede maliyet artışlarını, orta ve uzun vadede maliyetlerde oluşan düşüşle telafi etmek mümkündür.
Sıfır Atık kapsamında önemli bir maliyet düşürücü etki, atıkların azaltılması ve bu atıkların zararsız hale getirilmeleri için yapılması gereken harcamaların düşmesi olarak ifade edilmektedir. Ayrıca bu durum ile birlikte, atık yönetiminde kullanılan geri dönüşüm ve yeniden kullanım gibi yöntemler, maliyetin azalmasını sağlarken verimliliği de arttıracaktır. Sağlanan maliyet düşürülmesinin, Sıfır Atık yönetimi kurulan işletme için etkileri sürekli olacaktır. Sosyal anlamda “çevreci” yaklaşımının verdiği marka piyasa değeri artırımı da ayrıca bir maddi kazanç oluşturabilmektedir.
Sıfır atık konusunda çalışma yapmak ve bu çalışmaların sertifikalandırılmasını amaçlamaktayız. Nasıl bir yol izlemeliyiz?
Merhabalar,
Daha az atık çıkarmak için öncelikle tüketim alışkanlıklarımızı gözden geçirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Herhangi bir ürün satın almadan önce o ürünün bizim için istek mi yoksa ihtiyaç mı olduğuna doğru karar verirsek daha bilinçli alışveriş yapabilir, evimizin kalabalıklaşmasını da önlemiş oluruz.
Daha sade, atıksız ve ferah bir yaşam dilerim.
Ebru Hanım Merhabalar, güzel tavsiyeleriniz için teşekkür ederiz. Tarz2’de “Atıklarımızı Nasıl Azaltabiliriz” başlıklı yazı linkini maalesef buradan paylaşamamaktayız. Bu konularda insanlarımızın duyarlılığını arttıracak güzel yazılarınız ile sizleri aramızda görmekten mutluluk duyacağımızı iletmek isteriz.